Evdeki En Tehlikeli Oda: Ünlü Kardiyologdan Şaşırtan Uyarı!

Dr. Dmitry Yaranov, banyoyu en tehlikeli alan olarak tanımlıyor. Kabızlık nedeniyle zorlanmak, Valsalva manevrasını tetikler. Bu durum kalp ve beyne giden kan akışını azaltır, kalp rahatsızlığı olanlar için risk artar. Kabızlık pek çok kişiyi, özellikle kadınları etkiliyor. Lif alımınızı artırarak, bol su içerek ve düzenli egzersiz yaparak bu sorunu önleyebilirsiniz.

Evdeki En Tehlikeli Oda: Ünlü Kardiyologdan Şaşırtan Uyarı!

Evlerimizde gizli tehlikeler olabilir. Hayır, burada hayaletlerden veya ürkütücü böceklerden bahsetmiyoruz; söz konusu, her gün vakit geçirdiğimiz bir alan. Eğer bıçağınız ve aletlerinizin bulunduğu mutfak olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Memphis'te görev yapan ünlü kalp nakli kardiyoloğu Dr. Dmitry Yaranov, her evdeki en 'tehlikeli oda' hakkında bilgi veriyor. Peki bu oda hangisi? İnceleyelim.

Evdeki En Tehlikeli Oda

“Bıçağınızın bulunduğu mutfağı veya aletlerin yer aldığı garajı düşünüyor olabilirsiniz. Ancak bazıları için burası banyo,” diyor kardiyolog. Doktora göre, her yıl binlerce kişi tuvalette bayılıyor ya da bu sırada hayatını kaybediyor. Bunun nedeni ne? Kabızlık gibi sindirim sorunları yaşayan birçok kişi, tuvalet ihtiyacı sırasında genellikle ıkınma eğilimindedir. Dünya genelinde bireylerin yaklaşık %12'si kendini kabız olarak tanımlamaktadır. Defekasyon sırasında ıkınmak, Valsalva manevrası adı verilen tehlikeli bir fizyolojik yanıtı tetikleyebilir. “Kabızlık sırasında ıkınmak, Valsalva manevrasını başlatır, nefesinizi tutar ve zorlar,” diyor Dr. Yaranov. Kabızlık yaşarken ıkındığınızda, nefesinizi tutarak zorlama yaparsınız; bu da göğsünüzdeki basıncı artırır. “Bu, göğsünüzdeki basıncı yükseltir, kalbinize kan akışını yavaşlatır, kan basıncınızı düşürür ve beyninize giden oksijeni keser,” diye ekliyor. Kalp rahatsızlıkları, ritim bozuklukları olan veya zaten kan basıncını düşüren yüksek dozda kalp yetmezliği ilacı kullanılan kişiler, bu durumdan çok daha fazla etkileniyor. Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre, 400.000'den fazla kişi üzerinde yapılan çalışmada, kabızlık yaşayanların düzenli bağırsak hareketi olanlara göre daha fazla kalp problemi yaşama riski bulunmuştur. Yüksek tansiyonu ve kabızlığı olan kişiler, sadece yüksek tansiyonu olanlara kıyasla %34 daha yüksek bir riskle karşı karşıya kalmaktadırlar.

Kabızlık Nasıl Önlenir?

Kabızlık, haftada üçten az bağırsak hareketi olması durumudur. Dışkı genellikle sert, kuru veya topaklı olabilir. Sert dışkı, kişilerin dışkıyı geçirmekte zorluk çekmesine veya acı hissetmesine neden olabilir ya da dışkının tam olarak geçmediği hissini vermektedir. Veriler, her beş kişiden birinin kronik kabızlık yaşadığını göstermektedir. Bu durum, özellikle yaşlandıkça kadınlarda daha yaygın görülmektedir. Kabızlık, ıkınma ihtimalini artırır. Peki, bu durumu nasıl düzeltebiliriz? Kardiyolog diyetinize daha fazla lif eklemeyi öneriyor. Lif, dışkıyı yumuşatarak daha rahat bir şekilde geçmesini sağlar. Ayrıca, yeterli miktarda su içmek de oldukça önemlidir. Dehidrasyon, dışkının sertleşmesine ve geçişinin zorlaşmasına yol açabilir. Düzenli egzersiz yapmak da kabızlıkla mücadelede etkili olabilir. Gerekirse dışkı yumuşatıcılar kullanılması önerilmektedir. “Kronik kabızlığınızı görmezden gelmeyin; bu durum sadece rahatsız edici değil, aynı zamanda tehlikeli olabilir,” diye ekliyor.