Diz ağrıları, geçmişte genellikle yaşlanmanın bir sonucu olarak görülse de, son yıllarda 30'lu ve 40'lı yaşlardaki daha genç bireyler arasında da yaygın olarak rapor edilmeye başlandı. Artan obezite oranları ve gençken yüksek yoğunluklu sporların uzun vadeli etkileri, bu endişe verici durumun arkasındaki ana nedenler olarak öne çıkıyor. Osteoartrit ve Kıkırdak dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, 30 yaşına kadar olan katılımcıların yarısından fazlasının erken evre eklem hasarı belirtileri gösterdiği, çoğunun ise bu durumu hissetmediği tespit edildi. Uzmanlar, yaşam tarzında yapılacak değişiklikler olmaksızın, bu yaralanmaların osteoartrite ilerleyebileceği ve pek çok insanı orta yaşta ağrılı şartlarla ya da erken diz protezi gereksinimi ile karşılaştırabileceği konusunda uyarıyorlar.
30’lu ve 40’lı Yaşlarda Diz Ağrısı Üzerine Araştırma Bulguları
Finlandiya'nın Oulu Üniversitesi'nden araştırmacılar, 297 yetişkin üzerinde yaptıkları çalışmada, katılımcıların %50'sinden fazlasının 30 yaşında dizlerinde küçük kıkırdak hasarları olduğunu ortaya koydu. Katılımcıların dörtte biri ise tibia-femur ekleminde defektler gösterirken, birçok kişide kemik çıkıntıları da tespit edildi. Bu erken aşama yapısal değişikliklerin, vücut kütle indeksi (BMI) ile güçlü bir ilişkiye sahip olduğu gözlemlendi; obezite artık ABD'deki yetişkinlerin %40'ından fazlasını etkileyen bir sorun haline geldi. Fazladan kilo, dizler üzerinde ek bir baskı oluşturulmasına yol açarak aşınma ve yıpranmayı hızlandırıyor. NYU Grossman Tıp Fakültesi ortopedi cerrahisi profesörü Dr. Ran Schwarzkopf’a göre, bu sürekli gerilim zamanla kıkırdak yıkımına neden olabiliyor. Kıkırdak kaybolduğunda geri getirilemediğinden, bunun sonucu genellikle kronik ağrı veya engellilik olabiliyor.
Spor Yaralanmaları Riskleri Artırır
ABD'deki lise ve üniversite sporları, dünyanın birçok yerinde olduğu gibi daha yüksek bir yoğunlukta yapılmaktadır. Schwarzkopf, bu yoğun aktivitelerin sıklıkla travmatik diz yaralanmalarına sebep olduğunu, tedavi edilse bile bu yaralanmaların yaşla birlikte kötüleşme eğiliminde olduğunu belirtiyor. Bu yaralanmaların, fazla kiloyla birleştiğinde erken osteoartrit riskini daha da artırdığı ifade ediliyor.
Diz Problemlerini Önlemenin Yolları
Uzmanlar, ameliyat gereksinimi doğmadan önce önleme yöntemlerinin önemini vurguluyor. Saçma bir şekilde fazla kilodan uzak durmak, eklemler üzerindeki baskıyı azaltmanın en etkili adımıdır. Diz etrafındaki kasların, özellikle quadriceps ve hamstring kaslarının güçlendirilmesi, ek destek sağlayabilir. Sedanter işlerde çalışan bireylerin, gündelik en az bir saat fiziksel aktivite gerçekleştirmeleri ve sık sık yürüyüş ve esneme için ara vermeleri önerilmektedir. Doğru ayakkabı seçimi ve erken tıbbi müdahale, fizik tedavi ya da artroskopi gibi minimal invaziv prosedürler de ciddi hasarların gecikmesine veya önlenmesine yardımcı olabilir. Diz ağrıları artık yalnızca yaşlı bireylerin sorunu değil. Artan obezite ve kalıcı spor yaralanmaları, daha genç nesilleri erken eklem hasarları ve hatta diz protezi tehditleri ile karşı karşıya bırakıyor. Bu nedenle, şu anda önleyici alışkanlıklar kazanarak, 30’lu ve 40’lı yaşlardaki bireyler dizlerini koruyabilir ve gelecekte ciddi sorunların yaşanma olasılığını azaltabilirler.